Fıkra, dostum Levent Karaoğlan’dan: Evleri otobüs durağının bitişiğinde olan Ayşe Hanım, eşi Ahmet Bey’e “Yatak odası eskidi. Mobilyacılara gidip yeni takım alalım” der. Ahmet bey, bir yatak odası takımı siparişi verir. Mobilyacılar takımın montajını yapar, giderler. Ancak, saat başı otobüs geldikçe, elbise dolabının kapaklarından biri açılır. Arızayı gidermeye gelen çıraklar sorunu gideremeyince, usta gelir eve. Ustanın fark ettiğine göre otobüs durağa geldiğinde, kapaklardan biri açılıyor. Hangi menteşede sorun olduğunu öğrenmek için, “Ayşe Hanım, ben dolabın içine gireceğim. Siz kapağı üstüme kapatın, otobüs geldiğinde, sorunlu menteşeyi tespit eder, sorunu gideririm” der ve dolaba girer. Ayşe Hanım da mutfakta yemek yapmaya gider. O anda, Ahmet Bey, anahtarı ile kapıyı açar, evine gelir, üstünü değiştirmek için yatak odasına girer. Elbise dolabının kapağını açar; dolapta tanımadığı bir adam! Hiddetle, “Kimsin sen, evimde-yatak odamda, dolapta ne arıyorsun?” diye sorar. Usta şaşkın-korkmuş-mahcup, yanıt verir: "Şimdi ben size ‘otobüs bekliyorum’ desem inanacak mısınız?" CHP 38. Kurultay iptal davası devam ediyor. 26 Mayıs’ta karar bekleniyordu, 30 Haziran’a ertelendi. İktidar, bu davanın, "Demokles’in Kılıcı" misali, CHP yöneticilerinin tepesinde sallanmasından gayet memnun. Kamuoyu ikiye ayrılmış durumda. İktidar yandaşları her gün “yeni belgeler” açıklıyor, kayyım adayları belirliyor; “CHP kamuoyu” da onlardan aşağı kalmıyor.  "Kemal Kılıçdaroğlu mahkemeye gitsin, kurultayda şaibe yoktur" desin, dava düşsün diyor.  Bunlar, televizyonlarda sabah-akşam CHP’ye “ayar vermeye” çalışan anlı-şanlı gazeteciler-siyaset uzmanları-siyasiler.  Şimdi yaptıkları, kurultay öncesi yaptıklarının aynısı; Kemal Kılıçdaroğlu’na itibar suikastı. Akılları sıra, siyaseten hareket alanını daraltacaklar. Ayarcıları dinleyince; kurultay iptal davasını Kemal Kılıçdaroğlu açmış sanırsınız. “Parti neden mahkemelere düştü” demeyi düşünmek bile istemiyorlar. “Kral öldü, yaşasın yeni kral” havasındalar; nereye kadar! Sayın Kemal Kılıçdaroğlu mahkemeye gitse ve dese ki Hâkime, “Hâkim bey, kurultayda şaibe yok dersem bana inanacak mısın”!!!