Metin Ebetürk
Köşe Yazarı
Metin Ebetürk
 

Azman Ücret

Çalışanların Anayasa’dan kaynaklanan örgütlenme ve toplu sözleşme hakları tanınmamakta, bu haklarını kullanan işçilerin iş akitleri, hukuk tanımaz patronlar tarafından hakları dahi ödenmeden feshedilmektedir. En temel haklarını kullanırken işten çıkarılan tüm işçiler gibi, Polonez Gıda işçilerini korumak ve işverenlerin Anayasa’yı hiçe sayan tutumları nedeniyle gerekli tedbirleri almak, Çalışma Bakanlığı’nın görevidir. Haksızlıklara uğradıkları için protesto ve yürüyüş hakları engellenen, grevleri durdurulan metal işçileri ve Polonez işçileri başta olmak üzere, hakları için direnen tüm işçileri ve emekçileri selamlıyoruz. Ülkemizde AKP iktidarının yürüttüğü ekonomik politikalar, işçiye, emekçiye ve emekliye yaşamı çekilmez hale getirmiştir. Çarşı pazarda gıda ve diğer temel ihtiyaçlar, adeta ateş pahasıdır. Ülkemiz ne yazık ki büyük bir ekonomik çıkmazla boğuşmaktadır. Bu çıkmaz, emeğiyle çalışarak alın terinin karşılığını almak için çaba sarf eden milyonlarca işçinin gözünü kulağını Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda belirlenecek yeni ücret seviyesine çevirmişti. Ülkeyi yöneten AKP iktidarının izlediği ekonomik rota enflasyonu frenleyemediği gibi, belirlenecek yeni asgari ücretin de geçim sıkıntısına çözüm olamayacağı bilinerek, yine de bir umut düşüncesiyle sonuç beklendi. Çıkan sonucun, ne yazık ki umutları yeşertmediği gibi, tamamen söndürdüğünü söyleyebiliriz. Asgari ücret, işyerlerinde bir başlangıç ücreti olması gerekirken ortalama ücret haline gelmiş ve birçok işyerinde yapılan uzun süreli çalışmalar karşılığında ödenen ücretin dahi “asgari ücret” seviyesinde dolaşması düşündürücüdür. Birçok işyerinde uygulanan ücret politikası “asgariyi” dahi ulaşılamaz hedef haline getirmiştir. 2025 yılı için uygulanacak asgari ücretin belirlenmesi görüşmeleri ve hükümet kabine toplantısında olası bir düzenleme beklentisi de sona erdi. Ancak, hangi sonuç çıkarsa çıksın, sürdürülen ekonomi politikaları nedeniyle oluşan enflasyon, mutfaktaki yangını söndürmekten ve işçinin emeğini karşılamaktan uzak olacağını belirtmiştik. Ülkemizin emekle sermaye arasındaki en büyük ücret toplu sözleşmesi haline gelen asgari ücret komisyonu çalışmalarının kendi içinde tutarlı olmadığını da belirtmiştik. Milyonlarca işçi ve ailesinin geçimini belirleyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu demokratikleştirilmelidir. Milyonlarca işçiyi temsilen bu görüşmelere katılım hakkı, en fazla üyeye sahip işçi konfederasyonundan başlayarak, tüm işçi ve emekçi örgütlerini kapsayacak ve temsilini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Belirlenecek asgari ücret rakamında sadece işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin değil, görüşmeler başlamadan önce iktisatçı bilim insanlarının da öneri ve katkılarının alınması gerekmektedir. Komisyonun bir tarafında işveren temsilcileri, diğer tarafında ise kamudaki milyonlarca çalışanın işvereni olan hükümet bulunmaktadır. İşçileri temsilen bir sendika temsilcisinin yer aldığı bu komisyondan olumlu bir sonuç beklemek, açlar sofrasında olanlar için süs havuzunda balık avlamaya benzer. Ayrıca, belirlenecek ücretin altyapısını oluşturacak ve şu ana kadar asla tutturulamayan verilerin, yine siyasi iktidarın kontrolündeki kamu kurumları tarafından belirlenmesi, sürecin bir diğer sorunlu yanıdır. Bugüne kadar belirlenen asgari ücretler, çalışanın emeğini karşılamaktan uzaktır. İlan edilen ücretin, işçi ve ailesinin geçimini sağlaması da mümkün değildir. Asgari ücret belirlenirken, kamu kurumu olan Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan verilerin yanında, yine aynı kurumun belirlediği yoksulluk ve açlık sınırı ölçütlerinin de dikkate alınması gerekmektedir. 2024 yılı için dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması (açlık sınırı) 20.000 TL’nin üzerindedir. Yine aynı yıl için, dört kişilik bir ailenin gıda ve diğer zorunlu harcamaları (yoksulluk sınırı) 70.000 TL’nin üzerinde seyretmektedir. Toplumun ihtiyacı olan gerçek ücret belirleme çalışmaları için, 2025 yılı için belirlenecek asgari ücretin, 2024 yılında belirlenmiş açlık ve yoksulluk sınırlarına 2025 yılı için öngörülen enflasyon oranlarının uygulanarak bulunmasının ahlaki ve vicdani olduğunu belirtmekte yarar vardır. Tüm bu yaşadıklarımızın temel sebeplerinden birinin, seksenli yıllarda maya tutmaya başlayan, ancak 12 Eylül cuntasınca kesintiye uğratılan ÖRGÜTLÜ TOPLUMU gerçekleştiremememiz olduğunu belirtmek zorundayız.
Ekleme Tarihi: 02 Ocak 2025 - Perşembe
Metin Ebetürk

Azman Ücret

Çalışanların Anayasa’dan kaynaklanan örgütlenme ve toplu sözleşme hakları tanınmamakta, bu haklarını kullanan işçilerin iş akitleri, hukuk tanımaz patronlar tarafından hakları dahi ödenmeden feshedilmektedir. En temel haklarını kullanırken işten çıkarılan tüm işçiler gibi, Polonez Gıda işçilerini korumak ve işverenlerin Anayasa’yı hiçe sayan tutumları nedeniyle gerekli tedbirleri almak, Çalışma Bakanlığı’nın görevidir.

Haksızlıklara uğradıkları için protesto ve yürüyüş hakları engellenen, grevleri durdurulan metal işçileri ve Polonez işçileri başta olmak üzere, hakları için direnen tüm işçileri ve emekçileri selamlıyoruz. Ülkemizde AKP iktidarının yürüttüğü ekonomik politikalar, işçiye, emekçiye ve emekliye yaşamı çekilmez hale getirmiştir. Çarşı pazarda gıda ve diğer temel ihtiyaçlar, adeta ateş pahasıdır.

Ülkemiz ne yazık ki büyük bir ekonomik çıkmazla boğuşmaktadır. Bu çıkmaz, emeğiyle çalışarak alın terinin karşılığını almak için çaba sarf eden milyonlarca işçinin gözünü kulağını Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda belirlenecek yeni ücret seviyesine çevirmişti. Ülkeyi yöneten AKP iktidarının izlediği ekonomik rota enflasyonu frenleyemediği gibi, belirlenecek yeni asgari ücretin de geçim sıkıntısına çözüm olamayacağı bilinerek, yine de bir umut düşüncesiyle sonuç beklendi. Çıkan sonucun, ne yazık ki umutları yeşertmediği gibi, tamamen söndürdüğünü söyleyebiliriz.

Asgari ücret, işyerlerinde bir başlangıç ücreti olması gerekirken ortalama ücret haline gelmiş ve birçok işyerinde yapılan uzun süreli çalışmalar karşılığında ödenen ücretin dahi “asgari ücret” seviyesinde dolaşması düşündürücüdür. Birçok işyerinde uygulanan ücret politikası “asgariyi” dahi ulaşılamaz hedef haline getirmiştir.

2025 yılı için uygulanacak asgari ücretin belirlenmesi görüşmeleri ve hükümet kabine toplantısında olası bir düzenleme beklentisi de sona erdi. Ancak, hangi sonuç çıkarsa çıksın, sürdürülen ekonomi politikaları nedeniyle oluşan enflasyon, mutfaktaki yangını söndürmekten ve işçinin emeğini karşılamaktan uzak olacağını belirtmiştik.

Ülkemizin emekle sermaye arasındaki en büyük ücret toplu sözleşmesi haline gelen asgari ücret komisyonu çalışmalarının kendi içinde tutarlı olmadığını da belirtmiştik.

Milyonlarca işçi ve ailesinin geçimini belirleyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu demokratikleştirilmelidir. Milyonlarca işçiyi temsilen bu görüşmelere katılım hakkı, en fazla üyeye sahip işçi konfederasyonundan başlayarak, tüm işçi ve emekçi örgütlerini kapsayacak ve temsilini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Belirlenecek asgari ücret rakamında sadece işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin değil, görüşmeler başlamadan önce iktisatçı bilim insanlarının da öneri ve katkılarının alınması gerekmektedir.

Komisyonun bir tarafında işveren temsilcileri, diğer tarafında ise kamudaki milyonlarca çalışanın işvereni olan hükümet bulunmaktadır. İşçileri temsilen bir sendika temsilcisinin yer aldığı bu komisyondan olumlu bir sonuç beklemek, açlar sofrasında olanlar için süs havuzunda balık avlamaya benzer. Ayrıca, belirlenecek ücretin altyapısını oluşturacak ve şu ana kadar asla tutturulamayan verilerin, yine siyasi iktidarın kontrolündeki kamu kurumları tarafından belirlenmesi, sürecin bir diğer sorunlu yanıdır.

Bugüne kadar belirlenen asgari ücretler, çalışanın emeğini karşılamaktan uzaktır. İlan edilen ücretin, işçi ve ailesinin geçimini sağlaması da mümkün değildir. Asgari ücret belirlenirken, kamu kurumu olan Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan verilerin yanında, yine aynı kurumun belirlediği yoksulluk ve açlık sınırı ölçütlerinin de dikkate alınması gerekmektedir.

2024 yılı için dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması (açlık sınırı) 20.000 TL’nin üzerindedir. Yine aynı yıl için, dört kişilik bir ailenin gıda ve diğer zorunlu harcamaları (yoksulluk sınırı) 70.000 TL’nin üzerinde seyretmektedir. Toplumun ihtiyacı olan gerçek ücret belirleme çalışmaları için, 2025 yılı için belirlenecek asgari ücretin, 2024 yılında belirlenmiş açlık ve yoksulluk sınırlarına 2025 yılı için öngörülen enflasyon oranlarının uygulanarak bulunmasının ahlaki ve vicdani olduğunu belirtmekte yarar vardır.

Tüm bu yaşadıklarımızın temel sebeplerinden birinin, seksenli yıllarda maya tutmaya başlayan, ancak 12 Eylül cuntasınca kesintiye uğratılan ÖRGÜTLÜ TOPLUMU gerçekleştiremememiz olduğunu belirtmek zorundayız.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.