“Çocuğunuzun kendi başına yemek yemesi, dişini fırçalaması ya da çantasını toplaması… Sadece günlük işler mi, yoksa hayata hazırlığın küçük adımları mı?”
Günlük yaşam becerileri… Kulağa sıradan gelse de bir çocuğun gelişiminde, öz güveninde ve hayata hazırlanmasında çok önemli bir yere sahiptir. Kaşıkla yemek yemek, kendi kıyafetini giymek, dişini fırçalamak, ayakkabısını bağlamak ya da çantasını hazırlamak… Tüm bu adımlar, çocuğun “ben yapabilirim” duygusunu pekiştirir.
Fakat günümüzde, çocukların bu becerileri kendi hızında öğrenmesine fırsat tanımak her zaman kolay olmuyor. Yoğun programlar, zaman baskısı ve “zorlanmasın” düşüncesi, çoğu zaman yetişkinleri çocuğun yerine yapmaya yönlendiriyor. Sabah telaşında montunu biz giydiriyoruz, yemek süresini kısaltmak için kaşığı biz tutuyoruz. Ancak ne yazık ki bu yaptıklarımız o an pratik gibi görünse de uzun vadede çocuğun kendi başına yapabilme sürecini yavaşlatabiliyor.
Aslında çocuk, deneyerek öğrenir. Kaşığı dökerek, fermuarı birkaç denemede çekerek, çorabını ters giyip fark ederek… Tüm bu küçük hatalar, gelişimin doğal parçalarıdır. Ona fırsat vermek, biraz sabretmek ve zaman tanımak, bağımsızlık yolculuğunun en değerli desteğidir.
Bu noktada ergoterapi, çocukların günlük yaşam becerilerini adım adım kazanmasına yardımcı olur. Yeme, giyinme, kişisel bakım ya da okul hazırlığı gibi beceriler; oyunla, hareketle ve çocuğun ihtiyaçlarına uygun yöntemlerle desteklenir. Bazı çocuklar için bu süreç sadece pratik yapmayla ilerlerken bazılarında duyusal hassasiyetler, dikkat güçlükleri veya motor beceri zorlukları nedeniyle özel bir planlama ile ilerlemeyi gerektirebilir. Ergoterapistler, her çocuğun güçlü yanlarını öne çıkararak, becerilerini doğal ortamlarında geliştirmeyi hedefler.
Bağımsızlık, sadece kendi işini yapmak değildir. Aynı zamanda karşılaştığı küçük engelleri aşabilme cesaretidir. Bugün kendi dişini fırçalayan, çantasını hazırlayan, ayakkabısını giyen çocuk; yarın kendi kararlarını verebilen, sorumluluk alabilen bir birey olma yolunda ilerler.
Çocuklarımızın gelişimini desteklemenin yollarından biri de, onlara günlük yaşamın içinde deneme fırsatı sunmaktır. Biraz dökülen yemek, ters giyilen çorap ya da yarım bağlanan ayakkabı… Hepsi, kendi başına yapabilmenin getirdiği öz güvenin başlangıcıdır.