DEM Parti Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti
DEM Parti Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etti
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, dün Kandıra Cezaevi'nde HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile Milletvekili Semra Güzel’i bugün de Edirne Cezaevi'nde önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve önceki dönem Diyarbakır Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’yı ziyaret etti.
Ziyaretlerden sonra Edirne Cezaevi önünde açıklama yapan Bakırhan ve Hatimoğulları şunları söyledi:
Dün Kandıra’da Figen Yüksekdağ ve Semra Güzel’i ziyaret ettik. Bugün de Selahattin Demirtaş ile Selçuk Mızraklı’yı ziyaret ettik. Öncelikle onları çok iyi, çok sağlıklı, çok güçlü, umutlu ve moralli gördüm. Hepinize çok selamları vardı. Bütün bu barış çalışmalarını yürüten emekçilerimize, halkımıza, partimize, Türkiye halklarına, kendilerini arayan soran çok değerli halklarımıza selam ve sevgilerini gönderdiler.
En başta şunu belirteyim; bu yürüttüğümüz süreci içeriden çok iyi takip ediyorlar, destekliyorlar. Bu sürecin onurlu bir barışla, çözümle taçlanmasını onlar da umut ediyorlar. Çalışıyorlar, kafa yoruyorlar. Dünya kadar tartıştık, önerilerini ve eleştirilerini aldık. Çok kıymetli önerilerde bulundular. Bu sürecin ilerlemesi için de üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getireceklerini belirttiler. Onlar dile getiremediler ama biz dile getiriyoruz. Barışı tartıştığımız, silahların törenle bırakıldığı böylesi bir süreçte, Kobanî Kumpas Davası ile yargılananların; Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer arkadaşlarımızın bu süreçte bizim yanımızda olmaları gerekiyor. Bu süreci yürütmek için onlara ihtiyacımız var. Bugün cezaevlerinde önemli bir birikim ve deneyim var. Ortada da bir AİHM kararı var. Bu sürecin gereklerinin yerine getirilmesi için bir şeylerin yapılması gerekiyor. Onun için Edirne Cezaevi önünden yetkililere de bir çağrımızdır. Bu sürecin daha nitelikli, daha iyi bir şekilde yürümesi için en son AİHM’in vermiş olduğu kararı da dikkate alarak Kobanî Kumpas Davasında yargılanan arkadaşlarımızın serbest bırakılması gerekiyor.
Bu tarihi süreçte arkadaşlarımıza ihtiyacımız var. Bu süreci daha derli toplu yürütmemiz için onların katkılarına ihtiyacımız var. Hazır bir süreç başlamışken, hazır Türkiye'de büyük bir destek varken ve bu destek her geçen gün büyüyorken, bunu onurlu bir barışa evriltmemiz için arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılması gerekiyor. AİHM’in Demirtaş ile ilgili verdiği ihlal kararı ortada. Umarım yakın zamanda bu süreci arkadaşlarımızla birlikte götürdüğümüz günlere şahitlik ederiz.
Gazetecilerin "Toplumda Demirtaş ve Kobanî Davasında yargılanan diğer siyasetçilerin serbest bırakılması ile ilgili beklenti var. Bununla ilgili İmralı Heyetinin Adalet Bakanı ile görüşmesi oldu. Somut olarak bir gelişme bekliyor musunuz" sorusunu şöyle yanıtladılar:
Dün Figen Yüksekdağ ve Semra Güzel’i, bugün de Selahattin Demirtaş ve Selçuk Mızraklı’yı ziyaret ettiğimizde son derece verimli ve moralli bir görüşme gerçekleştirdik. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısının sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve kısa zaman içerisinde sonuca varabilmesi için kendileri en güçlü şekilde destek sunduklarını, tamamen bu süreci sahiplenen bir yerde olduklarını ifade ettiler. Çok kıymetli ve önemli gelişmeler bunlar. Türkiye’de şu anda içinde bulunduğumuz gelişmeler çok önemli. Ortada AİHM Büyük Dairenin çok önemli bir kararı var. Çıkan karar, geçmiş kararlarla kıyasladığımızda son derece kapsamlı. Bu karar gereği arkadaşlarımızın bir dakika bile içeride kalmamaları ve bir an önce dışarıda olmaları gerekiyor.
Şu bilinmeli ki Kobanî Davasından tutuklu arkadaşlarımızın AİHM kararı gereği de hukukun ve vicdanın gereği olarak da dışarıda olmaları lazım. AİHM kararının gereği olarak Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ile Kobanî Davasından tutuklu diğer bütün arkadaşlarımızın en kısa zaman içerisinde, hatta bir saniye bile gecikmeden çıkmalarının önemi büyüktür. Biz bu süreci konuşuyor olmasak da hem Türkiye’nin kendi yasaları gereği hem de AİHS’e taraf bir ülke olarak AİHM kararının bağlayıcılığı gereği arkadaşlarımız dışarıda olmalıdır. Bütün bunların yanı sıra, bir de barışın ve demokratik toplumun inşasını konuştuğumuz bu süreçteyiz. Silahların sustuğu, barışın dilinin yükseldiği bu dönemde elbette biz böyle bir sonucun acilen hayata geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye toplumunu; Türk, Kürt, Laz, Çerkes, ezcümle 72 milletten insanımızı son derece mutlu edecektir. Bu sürece olan inancın daha da büyümesine ve derinleşmesine çok büyük katkı sunacaktır.