Özgür Özel: Bugün yargılanan aslında “Muhalefet etmek”tir

Siyaset 22.09.2025 - 14:04, Güncelleme: 22.09.2025 - 14:04
 

Özgür Özel: Bugün yargılanan aslında “Muhalefet etmek”tir

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Özgür Çelik’in Çağlayan Adliyesi’ndeki duruşmasına katıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özel, burada yaptığı konuşmada, “Değerli arkadaşlar, İstanbul’un seçilmiş İl Başkanı Özgür Çelik ve onunla birlikte 25 arkadaşımızın yargılandığı duruşmayı izledik” dedi.  Özgür Özel, şunları söyledi: ANA MUHALEFET PARTİSİNİN ‘SİYASET YAPMASI’ YARGILANMAKTADIR Duruşmada yargılanan aslında ‘muhalefet etmek’tir. Yargılanan, ana muhalefet partisinin siyaset yapmasıdır. Bizim çağrımızla Ekrem İmamoğlu buraya ifadeye çağırıldığında, ‘İfadeye çağrılan İstanbul’un iradesidir. Tüm demokratları, İstanbul’a sahip çıkan herkesi ifade vermeye çağırıyorum’ diye ben ifade etmiştim zaten. Bunu Meclis kürsüsünden söylemiştim. Bunun üzerine on binlerce İstanbullu buraya geldi. Barışçıl bir şekilde Ekrem İmamoğlu’nun ifadesine eşlik ettiler. Çıkışta Ekrem İmamoğlu bir basın açıklaması yapacaktı. Anayasa 34 o kadar açık ki. ‘Önceden izin almadan yapılabilir’ diyor. O basın açıklamasına engel olmaya çalışanlar, oradaki kitleyle Ekrem İmamoğlu’nun, basınla Ekrem İmamoğlu’nun irtibatını ortadan kaldırmaya çalışanlara karşı Özgür Çelik ve arkadaşlarımız gün boyunca gösterdikleri çabayı sürdürmüşler. Ama tüm çabalarına rağmen o açıklama, anayasal hakkı kullanmaları engellenmiştir. Açıklamayı yapmak istedikleri yere sesli araç, otobüs, platform sokulmadığı için otobüse doğru kitle yönelmiştir. Bu sefer otobüse kitleyi göndermiyor. Yani otobüsü buraya getirmiyor, kitleyi otobüse yollamıyor. O kalabalığın içinde basın açıklaması yalın sesle nasıl yapılacak? Otobüse doğru giderken polise verilen bir kanunsuz emirle, yolunda yürüyen insanların önüne geçmişler, oradaki diyaloglar, oradaki her şey ortadayken bir takım fotoğraflarla, yok ‘Siz polisin görevini yapmasına engel oldunuz…’ Siz il başkanının görevini yapmasına engel oluyorsunuz. Onun görevi oradaki o açıklamanın yapılmasını temin etmek. Partinin belediye başkanı içeride ifade vermiş, 10 - 15 bin kişi desteğe gelmiş. Basın açıklaması yapılacak. Sen onların görevini yapmasına engel oluyorsun, polise kanunsuz emir veriyorsun. Burada biz yargılanıyoruz. ÖZGÜR ÇELİK’İ SİYASETTEN MEN ETMEYE ÇALIŞIYORLAR O gün olanları, iddianameyi de okuduğunuzda polisler diyor ki ‘Ben bu kişileri tanımam, ben yaralanmadım. Benim malıma zarar gelmedi.’ Güya beş şikayetçi var, hiçbirinin malına zarar gelmemiş. Ama 12 tane kalkan kırılmış, 12 tane kask kırılmış. Birileri boşu boşuna bir dava icat etmeye çalışıyor. En sonunda da baklayı ağzından çıkarmış; ‘siyasi yasak’. Özgür Çelik’i siyasetten yasaklamak için, arkadaşlarımızı siyaseten yasaklamak için yapılmış bir yargı taciziyle, bir yeni kumpasla karşı karşıyayız. Bu işten ne bu mahkemenin hakimi, ne savcısı, ne bir başkası; bir buranın yedinci katındaki, bir de Ankara saraydaki mesul. Saraydakinin talimatıyla Özgür Çelik’e baş eğdiremedikleri için, onunla baş edemedikleri için bu şekilde kendisini siyasetten men etmeye çalışıyorlar. Onun talimatı ve yedinci kattakinin o talimatı yerine getirmekle ilgili çabasının karşısındayız. Bugün Özgür Çelik ve arkadaşlarımız yargılanmadılar, bugünkü iktidarı adeta yargıladılar. Ama hiç kötü bir sözle değil. Anayasa’ya hatırlatarak, o gün olanları hatırlatarak. Bunun karşısında ne olur? Adalet yerini bulur diye umuyoruz. Yok, öyle yapmazlar da Özgür Çelik ve arkadaşlarımıza ceza vermeye kalkarlarsa büyük bir haksızlık, büyük bir hukuksuzluk daha kendi tarihlerine kara bir leke olarak nakşedilmiş olur. Biz il başkanımızın, seçilmiş il başkanımızın yanındayız. Onun görev yaptığı bina davalıktır. Kendisinin seçildiği kurultay davalıktır. Kendisi üç ayrı davada davalıktır. Bizzat bu meselenin tümü şunu göstermektedir: Görevlerini o kadar iyi yapıyorlar ki binalarından yönetimlerine, kendilerine hatta ailelerine, kardeşlerine kadar dava açmış durumdalar. Siyaseten baş edemeyenler, böyle baş eğdirmeye çalışıyor. O da baş eğmez, biz de baş eğmeyiz. 2 milyon Cumhuriyet Halk Partili ve Türkiye’nin bütün demokratları il başkanımızın ve arkadaşlarımızın dimdik yanındayız, dimdik arkasındayız. LAFI DOLANDIRARAK GÜYA BENİ YALANLIYOR Açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’ın oğlu ile yaptığı görüşmenin sorulması üzerine şunları söyledi: Öncelikle normal vatandaş bile artık bu cümleleri kullanmasın diye biz gayret ederken, ülkenin Cumhurbaşkanı işitme engellileri rencide edecek, üzecek ‘Sağır duymaz, uydurur’ gibi bir lafı lügatinden çıkarsın. Yani bana bir laf söyleyecekse, bunu mu bulmuş yani. İşitme engellilerin istemedikleri, Meclis zemininde de çok kez söylenen, katıldıkları komisyonlarda söyledikleri ayıplı ifadeler bunlar. Bunları yapmamak lazım. Birincisi, bunu söyleyeyim. İkincisi, maksadına bakarsan Trump beni doğruladı, Erdoğan böyle diyorsa onu yalanlamış oluyor. Bir kez Trump’ın oğluyla İstanbul’da bundan 9 gün önceki cumartesi günü saat 17.00’de o görüşmeyi yaptığını bir yalanlasın da duyayım bakayım. Lafı karıştırıyor orada. Neden bu kadar rahatsız oluyor? Ben bu sözü söyledikten sonra sustular, sustular, sonra bir düğmeye bastılar. Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ndan İletişim Başkanı’na, parti sözcüsünden milletvekillerine hepsi birden rahatsız olmuşlar. En son Anadolu Ajansı’nın emekçisine kendisine soru sordurtuyor. Böyle tuhaf laflarla, lafı dolandırarak güya beni yalanlıyor. TRUMP’A AYARI VERSİN, BEN KARŞILAYACAĞIM HAVAALANINDA Ama Trump ‘Erdoğan’ı bekliyorum’ dedi. Hem de Erdoğan, Trump’ın oğluna ‘Boeing siparişini canlı yayında Trump’asöyleyeceğim’ sözünü verdikten sonra ‘Boeing’i, F16’yı konuşmak üzere Erdoğan’ı bekliyorum’ diyor. Trump şunu deseydi: ‘Filistin’le ilgili Erdoğan’ın rahatsızlıkları var. Filistin’deki İsrail zulmüne rahatsızlıkları var. O konuda randevu istedi. Onu konuşacağız. İnşallah akan kanı durduracağız’ deseydi, ben Erdoğan’ı Amerika’ya giderken uğurlamaya giderdim havaalanına. Erinmem, yüksünmem, destek için onu uğurlamaya giderdim. Ama uçak karşılığında randevu alıp, bu Türkiye’deki anti-demokratik sürece Amerikan desteği sağlayıp, iktidarını sürdürmek için Filistin’deki zulme susuyor. Benim ağrıma bu gidiyor. Trumpile yaptığı görüşmeden sonra Filistinle ilgili, oradaki akan kanın durmasıyla ilgili çıksın, canlı yayında Boeing siparişi vermesin de Trump’a Oval Ofis’te desin ki ‘Sen Netanyahu'yanasıl kahraman, savaş kahramanı dersin? O bir soykırımcıdır’ Ankara’ya inişinde ben karşılayacağım havaalanında. Trump’ın gözünün içine baka baka Nethanyahu’nun bir katil olduğunu söylesin. Yaşananın bir soykırım olduğunu söylesin. Trump’ın Gazze’deki hayallerinin insanlık suçuna ön açtığını söylesin. İnsanlık suçuna ortak olduğunu söylesin. ‘Senin büyükelçin kim oluyor da Türkiye’nin nasıl yönetileceği konusunda model öneriyor, Cumhuriyet varken?’ diye Trump’a ayarı versin. Özgür Özel, Ankara Esenboğa’da Amerika dönüşü Erdoğan’ı karşılayacak, elini sıkacak. Hodri meydan buyursun bakalım. BU AÇIKLAMAYI YAPARKEN HİÇ Mİ UTANMADINIZ YA? Özel, Bayrampaşa Belediyesi'ndeki Başkanvekili seçimleri hakkındaki soruya şu yanıtı verdi: Ben dün bir açıklama okudum. Dedim ki Özgür Çelik’e, ‘İstanbul’daki mevkidaşının açıklamasını okudum.’ Dedim ki ‘Biz bu arsızlıkla, bu yüzsüzlükle nasıl baş edeceğiz ya?’ Her türlü saldırıyla, hukuksuzlukla baş ederiz de bu kadar arsızlıkla nasıl baş eder insan ya? Son bir haftada Bayrampaşa’da 20 CHP, 15 AKP varken; 5 CHP’li belediye meclis üyesini tutukluyorlar, belediyeyi almak için. Biz o 5 arkadaşımız, partilerini sadakatten belediye gitmesin diye, tutuklandıkları gün istifa ediyorlar. Dilekçelerini avukatlarıyla ulaştırıyorlar. Buna itiraz ediyor AK Parti. ‘Yedekler bizden gelsin’ diyor. Yüksek Seçim Kurulu karar veriyor, ‘Olmaz öyle şey, CHP’liler istifa ederse CHP’li yedekler gelir, kanun böyle’ diyor. Bir üst merciye itiraz ediyorlar. Yetmiyor, iki tane CHP’liyi ‘Siz de tutuklanırsınız’ tehdidiyle partilerinden istifa ettiriyorlar. O kişilere dernekleri, çünkü orada çeşitli derneklerin önerdiği isimler. Bir Bayrampaşa’da güçlü bir temsiliyet olsun diye yapılmış. Derneklerine baskı kuruyorlar, derneklerin başkanlarına, kurucu başkanlarına baskı kuruyorlar. Bayrampaşa’da kaybettikleri seçimi, belediye başkanımız içerideyken, dışarıda çeşitli oyunlarla kazanmaya çalışıyorlar. 18 - 18 berabere kalıyor. Kurada CHP çıkıyor. ‘İrademiz gasp edildi’ diye bağırıyorlar. Bayrampaşa’nın iradesini çalmak için, devletin polisini, savcısını alet eden, dernekleri alet eden, kazanamadığı Bayrampaşa’yı kapkaçla, siyasi yankesicilikle ele geçirmeye çalışan adamlar, çıkmışlar ‘İrademizi gasp edemezsiniz.’ Sadece buna iki kelime, iki kelime. Hiç başka lafa gerek yok. Edep yahu. Başka bir şey söylemeye gerek yok. Bu açıklamayı yaparken hiç mi utanmadınız ya? Yani bakın şöyle, elimizdeki bir çantayı bir kapkaççı gelmiş motorla. Elimizden almış kaçıyor. İlerde vatandaş tutuyor onu, çantayı geri alacak ‘Malımı çalamazsınız’ diyor. Sen kapkaçladın ya. Sen çaldın. Benim elimdeki çantayı çalmaya çalışırken yakalandın. Elinden geri alıyorlar, ‘Malımı çaldırmam’ diyor. Yavuz hırsız ev sahibini bu kadar mı bastırır ya? DEVLET BEY ERDOĞAN’IN YANITINDAN MEMNUN OLMAMIŞTIR Özel, Erdoğan’ın, ittifak ortağı Devlet Bahçeli’nin, “Türkiye-Rusya-Çin İttifakı önerisi’ni takip edemediğini söylemesi hakkındaki soruya şu yanıtı verdi: Halk arasında buna başka bir şey söylüyorlar da ben bunu nasıl ifade edeyim. ‘Safa yatmış’ diyeyim. Bir insan, ittifak ortağının Türkiye’de en çok konuşulan konu haline gelen bir açıklamasını duymamış olamaz. Türkiye sonuçta NATO’nun bir üyesi, Türkiye sonuçta Avrupa Birliği’ne tam üyelikle meşgul. Bunu takip etmesi gereken bir ülke. Müttefikleri var. Aynı zamanda Rusya ile de Çin ile de çok olumlu diplomatik ilişkileri var. Ama Bahçeli diyor ki ‘Biz bu taraftan kopalım, bunlarla ittifak kuralım, şunu yapalım, bunu yapalım.’ Bütün Türkiye bunu konuşuyor, Erdoğan takip edemiyor, öyle mi? Yani burada sadece safa yatmış çünkü o soruya vereceği cevap, iki taraftan bir tanesine kaybettirecek. Erdoğan cıva gibi oradan oraya dönerek ve bunu duymadığını söyleyerek safa yatmış. Başka söyleyecek hiçbir şey yok ama Devlet Bey herhalde bu yanıttan çok memnun olmamıştır diye düşünüyorum. Ben olsam olmazdım.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Özgür Çelik’in Çağlayan Adliyesi’ndeki duruşmasına katıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özel, burada yaptığı konuşmada, “Değerli arkadaşlar, İstanbul’un seçilmiş İl Başkanı Özgür Çelik ve onunla birlikte 25 arkadaşımızın yargılandığı duruşmayı izledik” dedi. 

Özgür Özel, şunları söyledi:

ANA MUHALEFET PARTİSİNİN ‘SİYASET YAPMASI’ YARGILANMAKTADIR

Duruşmada yargılanan aslında ‘muhalefet etmek’tir. Yargılanan, ana muhalefet partisinin siyaset yapmasıdır. Bizim çağrımızla Ekrem İmamoğlu buraya ifadeye çağırıldığında, ‘İfadeye çağrılan İstanbul’un iradesidir. Tüm demokratları, İstanbul’a sahip çıkan herkesi ifade vermeye çağırıyorum’ diye ben ifade etmiştim zaten. Bunu Meclis kürsüsünden söylemiştim. Bunun üzerine on binlerce İstanbullu buraya geldi. Barışçıl bir şekilde Ekrem İmamoğlu’nun ifadesine eşlik ettiler. Çıkışta Ekrem İmamoğlu bir basın açıklaması yapacaktı. Anayasa 34 o kadar açık ki. ‘Önceden izin almadan yapılabilir’ diyor. O basın açıklamasına engel olmaya çalışanlar, oradaki kitleyle Ekrem İmamoğlu’nun, basınla Ekrem İmamoğlu’nun irtibatını ortadan kaldırmaya çalışanlara karşı Özgür Çelik ve arkadaşlarımız gün boyunca gösterdikleri çabayı sürdürmüşler. Ama tüm çabalarına rağmen o açıklama, anayasal hakkı kullanmaları engellenmiştir. Açıklamayı yapmak istedikleri yere sesli araç, otobüs, platform sokulmadığı için otobüse doğru kitle yönelmiştir. Bu sefer otobüse kitleyi göndermiyor. Yani otobüsü buraya getirmiyor, kitleyi otobüse yollamıyor. O kalabalığın içinde basın açıklaması yalın sesle nasıl yapılacak? Otobüse doğru giderken polise verilen bir kanunsuz emirle, yolunda yürüyen insanların önüne geçmişler, oradaki diyaloglar, oradaki her şey ortadayken bir takım fotoğraflarla, yok ‘Siz polisin görevini yapmasına engel oldunuz…’ Siz il başkanının görevini yapmasına engel oluyorsunuz. Onun görevi oradaki o açıklamanın yapılmasını temin etmek. Partinin belediye başkanı içeride ifade vermiş, 10 - 15 bin kişi desteğe gelmiş. Basın açıklaması yapılacak. Sen onların görevini yapmasına engel oluyorsun, polise kanunsuz emir veriyorsun. Burada biz yargılanıyoruz.

ÖZGÜR ÇELİK’İ SİYASETTEN MEN ETMEYE ÇALIŞIYORLAR

O gün olanları, iddianameyi de okuduğunuzda polisler diyor ki ‘Ben bu kişileri tanımam, ben yaralanmadım. Benim malıma zarar gelmedi.’ Güya beş şikayetçi var, hiçbirinin malına zarar gelmemiş. Ama 12 tane kalkan kırılmış, 12 tane kask kırılmış. Birileri boşu boşuna bir dava icat etmeye çalışıyor. En sonunda da baklayı ağzından çıkarmış; ‘siyasi yasak’. Özgür Çelik’i siyasetten yasaklamak için, arkadaşlarımızı siyaseten yasaklamak için yapılmış bir yargı taciziyle, bir yeni kumpasla karşı karşıyayız. Bu işten ne bu mahkemenin hakimi, ne savcısı, ne bir başkası; bir buranın yedinci katındaki, bir de Ankara saraydaki mesul. Saraydakinin talimatıyla Özgür Çelik’e baş eğdiremedikleri için, onunla baş edemedikleri için bu şekilde kendisini siyasetten men etmeye çalışıyorlar. Onun talimatı ve yedinci kattakinin o talimatı yerine getirmekle ilgili çabasının karşısındayız. Bugün Özgür Çelik ve arkadaşlarımız yargılanmadılar, bugünkü iktidarı adeta yargıladılar. Ama hiç kötü bir sözle değil. Anayasa’ya hatırlatarak, o gün olanları hatırlatarak. Bunun karşısında ne olur? Adalet yerini bulur diye umuyoruz. Yok, öyle yapmazlar da Özgür Çelik ve arkadaşlarımıza ceza vermeye kalkarlarsa büyük bir haksızlık, büyük bir hukuksuzluk daha kendi tarihlerine kara bir leke olarak nakşedilmiş olur. Biz il başkanımızın, seçilmiş il başkanımızın yanındayız. Onun görev yaptığı bina davalıktır. Kendisinin seçildiği kurultay davalıktır. Kendisi üç ayrı davada davalıktır. Bizzat bu meselenin tümü şunu göstermektedir: Görevlerini o kadar iyi yapıyorlar ki binalarından yönetimlerine, kendilerine hatta ailelerine, kardeşlerine kadar dava açmış durumdalar. Siyaseten baş edemeyenler, böyle baş eğdirmeye çalışıyor. O da baş eğmez, biz de baş eğmeyiz. 2 milyon Cumhuriyet Halk Partili ve Türkiye’nin bütün demokratları il başkanımızın ve arkadaşlarımızın dimdik yanındayız, dimdik arkasındayız.

LAFI DOLANDIRARAK GÜYA BENİ YALANLIYOR

Açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’ın oğlu ile yaptığı görüşmenin sorulması üzerine şunları söyledi:

Öncelikle normal vatandaş bile artık bu cümleleri kullanmasın diye biz gayret ederken, ülkenin Cumhurbaşkanı işitme engellileri rencide edecek, üzecek ‘Sağır duymaz, uydurur’ gibi bir lafı lügatinden çıkarsın. Yani bana bir laf söyleyecekse, bunu mu bulmuş yani. İşitme engellilerin istemedikleri, Meclis zemininde de çok kez söylenen, katıldıkları komisyonlarda söyledikleri ayıplı ifadeler bunlar. Bunları yapmamak lazım. Birincisi, bunu söyleyeyim. İkincisi, maksadına bakarsan Trump beni doğruladı, Erdoğan böyle diyorsa onu yalanlamış oluyor. Bir kez Trump’ın oğluyla İstanbul’da bundan 9 gün önceki cumartesi günü saat 17.00’de o görüşmeyi yaptığını bir yalanlasın da duyayım bakayım. Lafı karıştırıyor orada. Neden bu kadar rahatsız oluyor? Ben bu sözü söyledikten sonra sustular, sustular, sonra bir düğmeye bastılar. Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ndan İletişim Başkanı’na, parti sözcüsünden milletvekillerine hepsi birden rahatsız olmuşlar. En son Anadolu Ajansı’nın emekçisine kendisine soru sordurtuyor. Böyle tuhaf laflarla, lafı dolandırarak güya beni yalanlıyor.

TRUMP’A AYARI VERSİN, BEN KARŞILAYACAĞIM HAVAALANINDA

Ama Trump ‘Erdoğan’ı bekliyorum’ dedi. Hem de Erdoğan, Trump’ın oğluna ‘Boeing siparişini canlı yayında Trump’asöyleyeceğim’ sözünü verdikten sonra ‘Boeing’i, F16’yı konuşmak üzere Erdoğan’ı bekliyorum’ diyor. Trump şunu deseydi: ‘Filistin’le ilgili Erdoğan’ın rahatsızlıkları var. Filistin’deki İsrail zulmüne rahatsızlıkları var. O konuda randevu istedi. Onu konuşacağız. İnşallah akan kanı durduracağız’ deseydi, ben Erdoğan’ı Amerika’ya giderken uğurlamaya giderdim havaalanına. Erinmem, yüksünmem, destek için onu uğurlamaya giderdim. Ama uçak karşılığında randevu alıp, bu Türkiye’deki anti-demokratik sürece Amerikan desteği sağlayıp, iktidarını sürdürmek için Filistin’deki zulme susuyor. Benim ağrıma bu gidiyor. Trumpile yaptığı görüşmeden sonra Filistinle ilgili, oradaki akan kanın durmasıyla ilgili çıksın, canlı yayında Boeing siparişi vermesin de Trump’a Oval Ofis’te desin ki ‘Sen Netanyahu'yanasıl kahraman, savaş kahramanı dersin? O bir soykırımcıdır’ Ankara’ya inişinde ben karşılayacağım havaalanında. Trump’ın gözünün içine baka baka Nethanyahu’nun bir katil olduğunu söylesin. Yaşananın bir soykırım olduğunu söylesin. Trump’ın Gazze’deki hayallerinin insanlık suçuna ön açtığını söylesin. İnsanlık suçuna ortak olduğunu söylesin. ‘Senin büyükelçin kim oluyor da Türkiye’nin nasıl yönetileceği konusunda model öneriyor, Cumhuriyet varken?’ diye Trump’a ayarı versin. Özgür Özel, Ankara Esenboğa’da Amerika dönüşü Erdoğan’ı karşılayacak, elini sıkacak. Hodri meydan buyursun bakalım.

BU AÇIKLAMAYI YAPARKEN HİÇ Mİ UTANMADINIZ YA?

Özel, Bayrampaşa Belediyesi'ndeki Başkanvekili seçimleri hakkındaki soruya şu yanıtı verdi:

Ben dün bir açıklama okudum. Dedim ki Özgür Çelik’e, ‘İstanbul’daki mevkidaşının açıklamasını okudum.’ Dedim ki ‘Biz bu arsızlıkla, bu yüzsüzlükle nasıl baş edeceğiz ya?’ Her türlü saldırıyla, hukuksuzlukla baş ederiz de bu kadar arsızlıkla nasıl baş eder insan ya? Son bir haftada Bayrampaşa’da 20 CHP, 15 AKP varken; 5 CHP’li belediye meclis üyesini tutukluyorlar, belediyeyi almak için. Biz o 5 arkadaşımız, partilerini sadakatten belediye gitmesin diye, tutuklandıkları gün istifa ediyorlar. Dilekçelerini avukatlarıyla ulaştırıyorlar. Buna itiraz ediyor AK Parti. ‘Yedekler bizden gelsin’ diyor. Yüksek Seçim Kurulu karar veriyor, ‘Olmaz öyle şey, CHP’liler istifa ederse CHP’li yedekler gelir, kanun böyle’ diyor. Bir üst merciye itiraz ediyorlar. Yetmiyor, iki tane CHP’liyi ‘Siz de tutuklanırsınız’ tehdidiyle partilerinden istifa ettiriyorlar. O kişilere dernekleri, çünkü orada çeşitli derneklerin önerdiği isimler. Bir Bayrampaşa’da güçlü bir temsiliyet olsun diye yapılmış. Derneklerine baskı kuruyorlar, derneklerin başkanlarına, kurucu başkanlarına baskı kuruyorlar. Bayrampaşa’da kaybettikleri seçimi, belediye başkanımız içerideyken, dışarıda çeşitli oyunlarla kazanmaya çalışıyorlar. 18 - 18 berabere kalıyor. Kurada CHP çıkıyor. ‘İrademiz gasp edildi’ diye bağırıyorlar. Bayrampaşa’nın iradesini çalmak için, devletin polisini, savcısını alet eden, dernekleri alet eden, kazanamadığı Bayrampaşa’yı kapkaçla, siyasi yankesicilikle ele geçirmeye çalışan adamlar, çıkmışlar ‘İrademizi gasp edemezsiniz.’ Sadece buna iki kelime, iki kelime. Hiç başka lafa gerek yok. Edep yahu. Başka bir şey söylemeye gerek yok. Bu açıklamayı yaparken hiç mi utanmadınız ya? Yani bakın şöyle, elimizdeki bir çantayı bir kapkaççı gelmiş motorla. Elimizden almış kaçıyor. İlerde vatandaş tutuyor onu, çantayı geri alacak ‘Malımı çalamazsınız’ diyor. Sen kapkaçladın ya. Sen çaldın. Benim elimdeki çantayı çalmaya çalışırken yakalandın. Elinden geri alıyorlar, ‘Malımı çaldırmam’ diyor. Yavuz hırsız ev sahibini bu kadar mı bastırır ya?

DEVLET BEY ERDOĞAN’IN YANITINDAN MEMNUN OLMAMIŞTIR

Özel, Erdoğan’ın, ittifak ortağı Devlet Bahçeli’nin, “Türkiye-Rusya-Çin İttifakı önerisi’ni takip edemediğini söylemesi hakkındaki soruya şu yanıtı verdi:

Halk arasında buna başka bir şey söylüyorlar da ben bunu nasıl ifade edeyim. ‘Safa yatmış’ diyeyim. Bir insan, ittifak ortağının Türkiye’de en çok konuşulan konu haline gelen bir açıklamasını duymamış olamaz. Türkiye sonuçta NATO’nun bir üyesi, Türkiye sonuçta Avrupa Birliği’ne tam üyelikle meşgul. Bunu takip etmesi gereken bir ülke. Müttefikleri var. Aynı zamanda Rusya ile de Çin ile de çok olumlu diplomatik ilişkileri var. Ama Bahçeli diyor ki ‘Biz bu taraftan kopalım, bunlarla ittifak kuralım, şunu yapalım, bunu yapalım.’ Bütün Türkiye bunu konuşuyor, Erdoğan takip edemiyor, öyle mi? Yani burada sadece safa yatmış çünkü o soruya vereceği cevap, iki taraftan bir tanesine kaybettirecek. Erdoğan cıva gibi oradan oraya dönerek ve bunu duymadığını söyleyerek safa yatmış. Başka söyleyecek hiçbir şey yok ama Devlet Bey herhalde bu yanıttan çok memnun olmamıştır diye düşünüyorum. Ben olsam olmazdım.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
mekan bizim almanya chat sohbet cinsel sohbet sohbet mobil sohbet dini chat