Ekrem İmamoğlu: CHP başaracak, Türkiye kazanacak
Ekrem İmamoğlu: CHP başaracak, Türkiye kazanacak
Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Merkezi'nde düzenlenen ön seçim toplantısında konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin 23 Mart'ta cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yapacağı ön seçimde tek aday olan Ekrem İmamoğlu'nun, yapılan ön seçim toplantısındaki konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Türkiye'de her şey çok hızlı değişir. O sandık eninde sonunda milletin önüne gelecek. Siyaseti dizayn etmeye çalışan başta Cumhurbaşkanı ve bu yönetim anlayışı o gün anlayacaklar ki bu dahi milletimizin, Türk milletinin kafasında hiçbir şeyi dizayn edememişler. Tarihin en büyük hezimetini yaşayacaklar. Birkaç sene çabuk geçer. Zannediyorlar ki karşılarında pes edecek bir insan grubu var. Asla yok! Onlara güle güle demeyi, onları göndermeyi dört gözle bekliyorum.
Hepimiz bir kavşaktayız, cumhuriyetimizin yeni yüz yılında geleceğin rotasını tayin etmenin eşiğindeyiz. 102 yıl önce büyük bir yıkımın ardından bitap düşmüş bir memleketin adaletini birliğini inşa etme sorumluluğuyla karşı karşıya olan Mustafa Kemal ve arkadaşlarının iradesine, azmine ve kararlılığına bugün ihtiyacımız var. Bugün yine, yeniden hep birlikte yeniden yola çıkıyoruz.
Dünya yeniden kurulurken biz de Türkiye'nin bu yeni dünyada nasıl bir yer alacağına hep birlikte karar vereceğiz. 102 yıldır en önemli kavşaklarda, en hayati kararları CHP verdi. Bakınız 1923'ten bu yana yasalar önünde herkesin bir diğeri ile eşit vatandaş olduğu bir cumhuriyette yaşıyor olmamızda, bu büyük çatımızın, bizim partimizin imzası var. Milleti iradesine dayanan bir milletin inşa edilmesinde de CHP'nin iradesi var.
Türkiye’nin çok partili döneme geçişini de biz sağladık. Cumhuriyetin ilk çeyrek asrının her anına damgasını vuran CHP 1950’den sonra iktidarda olmadığı dönemlerde de ülke siyasetine yön verdi.
Ne var ki 1980’den sonra aynı kabiliyeti gösteremedik. Milletin kabahatinden değil kendi eksikliklerimizden iktidar olamadık. Biz iktidar olamayınca Türkiye’miz sosyal hukuk devleti olmaktan ve demokrasiden uzaklaştı. Yıllar içinde daha da otoriterlersen ve ülkemizi krizlerden koruyamayan hatta krizlerin içine gömülmesine fırsat tanıyan iktidarların eline düştü.
Uzun zamandır iktidar olamadığımız için Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına köklü kurumları zayıflamış bir devletle işlevsizleşmiş bir meclisle, liyakati sorgulanan bir bürokrasi ile ne yazık ki çökmüş bir adalet sistemi ile demokratik dünyadan uzaklaşmış bir ülke ile yarısı yoksulluk sınırının altında bir nüfusla girdik.
Korkuyorlar. Bu milletin onlara verdiği yetkiyi, onun için sonuna kadar istismar etmeye başladılar. Benim hakkımda 25 yıla varan hapis cezası bir şekilde kurguladılar. Siyasi yasak getirmek istiyorlar. Partimizin kurultayını iptal etmek, partimize kayyım ataması için süreç takibi yapıyorlar. Gözleri o kadar kararmış ki bu milletin yaptığı tercihleri asla zalimlerin zulmüne kurban etmediğini, seçimlerin özellikle tercihlerinin seçme yetkisinin ellerinden alınmasına izin vermediğini unutmuşlar.
Sanıyorlar ki ellerindeki geçici yetkilerle milletin kararına el koyabilirler. Sanıyorlar ki mahkemelerde halkın partisini durdurabilirler! Zavallılar, acizler! Cumhuriyet halk Partisi halktır halk! Ekrem İmamoğlu da bu halkın oğludur, evladıdır. Onu milletin elinden alamazsın. Sanıyorlar ki Ekrem İmamoğlu’nu aday yapmazlarsa kurtulurlar, şu salonda kaç tane İmamoğlu var biliyor musun? Görmüyorlar! Buradaki her milletvekili, her bir il başkanı her bir gençlik kolları başkanı her bir cumhuriyet halk partisi neferi bizim cumhurbaşkanı adayımızdır.
Bir avuç insanın yerle bir ettiği devlet yapıcısı hukuku, demokrasiyi ekonomiyi sağlığı eğitimi yeniden inşa etmek. Devleti bir avuç insanın değil, milletin çıkarlarının güvenliğinin geleceğinin bekçisi haline getirmek. Yüce Türk milleti devlet geleneğimizi iyi bilir. Bizim devlet geleneğimizde insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı vardır. Bu amaç her şeyden önce makama değil mücadeleye odaklanmayı gerektiriyor.
Bu mücadele milletin onayını seçim kazanmayı ülkeyi iyi yönetmeyi gerektiriyor. İşte bunun için yola çıkıyoruz. Bu yola kaprisle egoyla tek başına çıkılmaz. Bu yolda hep birlikteyiz. Sadece CHP’liler değil milletimiz var, ortak akıl var, iş bölümü var. Ben bu yola mücadele için üstüme düşeni en çok koşan en çok çalışan bir nefer sorumluluğu ile yerine getirmek için siz yol arkadaşlarımla birlikte çıkıyorum. Bu yola kendime güvendiğim kadar size güvendiğim için çıkıyorum. Bütün bedelleri birlikte göğüsleyeceğimiz için rahat ve huzurluyum.
Bu yolda dalga dalga büyüyeceğimize, hayalleri tarumar edilmiş gelecek kaygısı içindeki bütün vatandaşlarımızı kadınlarımızı gençlerimizi yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum. Onun için bugün bu salondan çıkacağız, memleketin dört bir yanına dağılıp üyelerimizin her biriyle tek tek buluşacağız. Bu memleketi salon siyasetinden hep birlikte kurtaracağız.
Partizanlık yapmayacak hep birlikte kurtuluş mücadelemizi büyüte büyüte milletin Türkiye’yi ayağa kaldıracak iktidarını kuracağız. İsraf iş bilmezlik ve özellikle kimin nasıl yönettiği belli olan kibrin sebep olduğu ekonomik krizden her gün kriz yaratan siyasetten adalet ve sistemlerimizdeki çöküşten her yere üşüşmüş olan mafya çetelerinden ihmal sebebiyle yaşanan ölümlerden yorulmuş büyük milletimize sesleniyorum, içinizi ferah tutun, uzun ve zahmetli bir yola çıkıyoruz, bu düzeni değiştirmek artık bu karanlıktan yorulan milletimizi iyileştirmek için yola çıkıyoruz.
Türkiye bu treni kaçırırsa batı medeniyetleriyle aramızdaki mesafe bir uçuruma dönüşecek, aramızdaki gelir-gider farkı 10 katına çıkacak. Onun için sıçrayarak kalkınmak zorundayız. Ülkemiz artık yorgunluğu yozlaşmayı ve yaşanan çürümeyi kaldıramaz kaldırmıyor. Yeni genç dinamik ve akılla üreten akılla hareket eden bir yönetimle ülkemizi hep birlikte umuda kavuşturmamız gerekiyor.
Biz bu güzel milleti umuda kavuşturmanın Türkiye’yi yeniden ayağa kaldırmanın ve hızla ilerleyen dünyayı yakalamanın yolunu biliyoruz. Planımız programımız hazır, emaneti teslim almaya, 86 milyon insanımıza hizmet etmeye hazırız.
Milletimiz son sözü söyleyeceği günü bekliyor. Milletimiz egemenliğin gerçek sahibi olduğunu gösterecektir.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sitemi ile birlikte Türkiye hukuk devleti olmaktan ne yazık ki uzaklaştı, seçilmişlerin gücü yani millet iradesinin gücü zayıflatıldı. Türkiye’de bütün yönetimin gücü tek bir kişinin sırtına yüklendi. Recep Tayyip Erdoğan bu koskoca ülkeyi kendi başına yönetmedi. Cumhurbaşkanı adına sorumsuzca yetki kullanan bürokratik bir oligarşi oluşturuldu. Türkiye seçilmişlerin değil, atanmışların yönettiği bir ülke oldu. Cumhurbaşkanlığı sistemi devreye girdiğinden bu yana yaşadığımız çöküş bütün günü elinde topladığını zanneden ne yazık ki sistemin 2018’den bu yana ülkeyi nasıl yönetemediğinin de göstergesidir.
Bu iktidar demokrasi ile ilişkisini koparmış durumda, adalet ile asgari ücretli ile emekli ve çalışanlarla ilişkisini koparmış durumda. Bu iktidar Türkiye’nin ezici çoğunluğunun ne ekonomik sıkıntılarını ne de demokratik sıkıntılarını anlayacak durumda değil.
Bu ülkede yargıçlar ve savcılar siyasilerden daha fazla konuşuluyorsa çok büyük sorun var demektir. Bu ülkede savcıların isimlerini insanlar günlük konuşmalarında çokça kullanıyorsa çok büyük sorun var demektir. Buradan cumhurbaşkanına seslenmek istiyorum bu insanların konuşulması sadece muhalefet için sorun değildir, bu iktidar için de büyük bir sorundur. Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetme sorumluluğu sizde millet bu yetkiyi size verdi. Atanmış yargı mensuplarına vermedi.
Türkiye çok büyük bir ülkedir bu büyük ülke böyle yönetilemez. Türkiye atanmışlar tarafından yönetilemez. Türkiye milleti temsil etmeyen bir ülke olamaz. Türkiye milleti temsil eden meclisin güçsüz ve sözünün kıymetsiz olduğu bir ülke olamaz. Türkiye’yi bir an önce parlamenter demokrasiye kavuşturmak zorundayız. Türkiye’nin kaderi mahkeme salonlarında değil, millet iradesinin tecelli ettiği yerlerde çizilmek zorundadır. Davamız Türkiye’yi hak ettiği yere yükseltme davasıdır.
Bizi hedefkerimize ulaştıracak planlar milletimizin ihtiyaçlarına ve ülkemizin ihtiyacına göre şekil alacaktır. İktidara doğru yürüyüşümüzde bize yeni kadrolar katılacak. Gel, seç, tarihe geç belki bugün ve yarın var ama yarından da sonra aramıza katılmamıza, özellikle bu canım ülkenin gençlerinin, kadınların siyasete katılmalarını, özellikle bugün yarın üye olmaya davet ediyorum.
Bizler sizlerle beraber kadrolarımızı genişletecek ve büyüteceğiz.
Milletimizi birlikte yazacağımız bir hikayeye, hak ettiğimiz bir geleceğe buradan davet ediyoruz.
Bu yolculuğu burada bulunan herkese emanet ediyorum. Milletimizi birlik olmaya, bu zamanı dolmuş olan iktidarı değiştirmeye, milletimizi umuda ve refaha, geleceğe çağırıyoruz.
Kurtuluş yok tek başına, haydi şimdi hep birlikte görev başına.
CHP başaracak, Türkiye kazanacak.