DEM Parti Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ için Adalet Bakanlığı’na yürüdü

Siyaset 08.10.2025 - 14:29, Güncelleme: 08.10.2025 - 15:03
 

DEM Parti Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ için Adalet Bakanlığı’na yürüdü

DEM Parti Meclis Grubu AİHM'in Demirtaş kararına yapılan itiraza ilişkin Adalet Bakanlığı önünde açıklama yaptı.
DEM Parti Grup Başkan Vekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sezai Temelli ve DEM Partili milletvekilleri, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kobani davasında tutuklu bulınann diğer siyasetçilere özgğrlükmtalebşyle TBMM'den Adalet Bakanlığı'na yürüdü.  Adalet Bakanlığı önünde açıklama yapan Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Demirtaş'ı, Yüksekdağ'ı, Kobani kumpas davasındaki tutsak arkadaşlarımızı cezaevinde tutarak barış inşa edilebilir mi" dedi.  Gülistan Kılıç Koçyiğit şunları söyledi:  Çok açık ve net. Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin bütün temel ilkelerini ihlâl eden bir dava olduğunu bizzat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 3 defa üst üste söyledi. Ama bakanlık, hükümet, AİHM kararlarını uygulamak yerine, evrensel haktan hukuktan doğan arkadaşlarımızın özgürlüklerini bir an önce sağlamak yerine yasayı dolaşmak, zaman kazanmak ve hukuksal ayak oyunlarıyla sanki ortada bir hukuk varmış gibi bir manipülasyon yapmaya çalışıyor.  Dün Adalet Bakanlığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin üçüncü defa Demirtaş hakkında aldığı karara itiraz etti. Şimdi ne diyorlar? Üçüncü karar mahkemeye sunulduğunda karar kesinleşmedi diyerek tahliyesini engellediler. Eğer gerçekten kesinleşmiş bir karar bekleniyorsa AİHM'in halihazırda Büyük Daire tarafından kesinleştirilmiş iki kararı var. Onlara uymak için ne bekleniyor? AİHM kararlarını uygulamayan, AYM kararlarını uygulamayan, uluslararası hukuku hiçe sayan ve gün geçtikçe ükeyi hukuksuzlukta dibe batıran bir anlayışla karşı karşıyayız.  Bakın; günlerce beklediler, kamuoyunda bir algı operasyonu yaptılar, temyiz başvurusu ve itiraz için sürenin sona ermesine bir gün kala, son gün Büyük Daire'ye itirazda bulundular. Halkımız bize, "Hem barış diyorlar, hem demokrasi diyorlar hem de Demirtaş ile Yüksekdağ’ı ve 'Kobani kumpas davasındaki arkadaşlarımızı cezaevinde tutuyorlar. Bu barış nasıl olacak?" diyor. Biz de bu soruyu bizzat hükümete sormak istiyoruz. Bu barış nasıl olacak? Demirtaş'ı, Yüksekdağ'ı, Kobani kumpas davasındaki tutsak arkadaşlarımızı cezaevinde tutarak barış inşa edilebilir mi? Toplumun sürece güveni böyle tesis edilebilir mi? Bu ülke bu demokrasi girdabından hukuksuzluklarda ısrar ederek, yargıyı dolanarak çıkabilir mi? Bu ülke kendi barışını ararken, Türkiye Cumhuriyeti devleti ikinci yüzyılında barış ve demokratik toplum arayışındayken Sayın Demirtaş'ı, Sayın Yüksekdağ'ı cezaevinde tutmanın nasıl bir toplumsal faydası var? Biz bu soruyu buradan bizzat hükûmete sormak istiyoruz. Yapılan, kumpasa devamdır. Yapılan, hukuksuzlukta ısrardır ve biz bu ısrarı kabul etmiyoruz.
DEM Parti Meclis Grubu AİHM'in Demirtaş kararına yapılan itiraza ilişkin Adalet Bakanlığı önünde açıklama yaptı.

DEM Parti Grup Başkan Vekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit, Sezai Temelli ve DEM Partili milletvekilleri, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Kobani davasında tutuklu bulınann diğer siyasetçilere özgğrlükmtalebşyle TBMM'den Adalet Bakanlığı'na yürüdü. 

Adalet Bakanlığı önünde açıklama yapan Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Demirtaş'ı, Yüksekdağ'ı, Kobani kumpas davasındaki tutsak arkadaşlarımızı cezaevinde tutarak barış inşa edilebilir mi" dedi. 


Gülistan Kılıç Koçyiğit şunları söyledi: 

Çok açık ve net. Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin bütün temel ilkelerini ihlâl eden bir dava olduğunu bizzat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 3 defa üst üste söyledi. Ama bakanlık, hükümet, AİHM kararlarını uygulamak yerine, evrensel haktan hukuktan doğan arkadaşlarımızın özgürlüklerini bir an önce sağlamak yerine yasayı dolaşmak, zaman kazanmak ve hukuksal ayak oyunlarıyla sanki ortada bir hukuk varmış gibi bir manipülasyon yapmaya çalışıyor. 

Dün Adalet Bakanlığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin üçüncü defa Demirtaş hakkında aldığı karara itiraz etti. Şimdi ne diyorlar? Üçüncü karar mahkemeye sunulduğunda karar kesinleşmedi diyerek tahliyesini engellediler. Eğer gerçekten kesinleşmiş bir karar bekleniyorsa AİHM'in halihazırda Büyük Daire tarafından kesinleştirilmiş iki kararı var. Onlara uymak için ne bekleniyor?

AİHM kararlarını uygulamayan, AYM kararlarını uygulamayan, uluslararası hukuku hiçe sayan ve gün geçtikçe ükeyi hukuksuzlukta dibe batıran bir anlayışla karşı karşıyayız. 

Bakın; günlerce beklediler, kamuoyunda bir algı operasyonu yaptılar, temyiz başvurusu ve itiraz için sürenin sona ermesine bir gün kala, son gün Büyük Daire'ye itirazda bulundular.

Halkımız bize, "Hem barış diyorlar, hem demokrasi diyorlar hem de Demirtaş ile Yüksekdağ’ı ve 'Kobani kumpas davasındaki arkadaşlarımızı cezaevinde tutuyorlar. Bu barış nasıl olacak?" diyor. Biz de bu soruyu bizzat hükümete sormak istiyoruz. Bu barış nasıl olacak? Demirtaş'ı, Yüksekdağ'ı, Kobani kumpas davasındaki tutsak arkadaşlarımızı cezaevinde tutarak barış inşa edilebilir mi? Toplumun sürece güveni böyle tesis edilebilir mi? Bu ülke bu demokrasi girdabından hukuksuzluklarda ısrar ederek, yargıyı dolanarak çıkabilir mi? Bu ülke kendi barışını ararken, Türkiye Cumhuriyeti devleti ikinci yüzyılında barış ve demokratik toplum arayışındayken Sayın Demirtaş'ı, Sayın Yüksekdağ'ı cezaevinde tutmanın nasıl bir toplumsal faydası var? Biz bu soruyu buradan bizzat hükûmete sormak istiyoruz. Yapılan, kumpasa devamdır. Yapılan, hukuksuzlukta ısrardır ve biz bu ısrarı kabul etmiyoruz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
mekan bizim almanya chat sohbet cinsel sohbet sohbet mobil sohbet dini chat