Mansur Yavaş: Biz adaletin herkese eşit uygulanmasını istiyoruz
Mansur Yavaş, basın mensuplarının ABB operasyonundaki tutuklamalarla ilgili soruları üzerine şunları söyledi:
Hukukun genel prensipleri var. Bunu ben sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyeler için değil Türkiye'deki bütün uygulamalarda bu şekilde yapılması gerektiği kanaatindeyim. Şöyle ki, bu iktidar döneminde yasa çıktı. Kimse gece yarısı sabaha karşı evi basılıp evinden alınmayacak. Kendisine davetiye çıkarılacak. Hangi konuda çağrıldığı da o tebligatta yazılı olacaktı ama bunların artık hiçbirisi yok. Dolayısıyla evlerin aranıp, yaka paça götürülmesini son derece yanlış buluyorum. Bu insanlar hepsi uzun yıllardır kamu görevi yapan insanlar, çağırdığınız zaman zaten ifadeye gelecekler. Kaldı ki mülkiye müfettişleri bu konuları incelemişlerdi. Burada enteresan olan şeyler şunlar: Ankara'da ailesinin tüm yolsuzluklarla anılan Melik Gökçek, gece vakti operasyonu tweetle bildiriyor. Şimdi operasyonu Ankara Adliyesi mi yapıyor? Emniyet mi yapıyor? Gökçek ailesi mi yapıyor? Yani bu nereden haberi oluyor? Daha sonra yok falan filan dedi ama açıkça belli. Operasyona dahil oldukları belli. Burada önemli olan mülkiye müfettişi bir tespit yapmış. Bizim buradaki itirazımız sıradan bürokratlara büyük bir organizasyonla ilgili sorular soruluyor. O organizasyonda kullanılan makinelerin araçlarının birçoğunun ne bedelini ne adını ben de bilmiyorum. Onların hiçbirisinin bilmesi mümkün değil. Şunu söyledik biz, gidin dedik. Aynı işi yapan aynı model arabayla aynı model aracının fiyatını kıyaslayın. Pahalı alınıp alınmadığı oradan belli olur. Varsa pahalılık herkes cezasını çekecektir ama hiç bu konudan anlamayan birisinin, bir kişi ifadesine dayanarak bu iş yanlış olmuştur dedik. Ankara Başsavcılığı da aynı mülkiye müfettişleri soruşturması üzerinden geçen basın toplantısında adı geçen birçok kişileri çağırarak aynı şekilde raporu verdirmiş ve yüz elli üç milyon kamu zararı bulmuş. Bu kamu zararı nereden çıkmış? Kimsenin bildiği yok. Ne neye dayanarak çıkmış? Bu arada yakın zamanda Atatürk Orman Çiftliği'nde yapılan, bir buçuk ay önce yapılan o tarihten Tarkan konserinin fiyatlarına bakın. Jennifer Lopez konserinin fiyatlarına bakın gibi dilekçelere hiçbir zaman cevap verilmedi maalesef. Bu da ayrıca savcının lehe olan delilleri toplama yetkisini kullanmadığını ortaya çıkıyor. Şimdi asıl problem nerede? Bu raporu ortaya çıktıktan sonra gözaltılar yapıldı ve ifadeler alınmaya başladı. Sanık sayısı burada on üçtü, on dört oldu, daha doğrusu şüpheli sayısı. Niye on dört oldu? Mülkiye müfettişi dokuz kişi hakkında soruşturma izni istemiş, altısına vermişti. Bunların içerisinde etkin pişmanlıktan yararlanan insan adı falan yok. Yani bu şahıs şüpheli falan değil. Ancak bugün anladığımız kadarıyla dosyada bulunan MASAK raporunda bizim bürokratlarımızın tersine o çalışanın bu şirketlerden para aldığı ortaya çıkıyor. Tabii bunu hiç kimsebilmiyor. Kendisinin de bilme ihtimali yok. Ama birdenbire sanki aklı başına gelmiş, başına taş düşmüş gibi bu rapor piyasaya açıklanmadan on gün önce Osman Gökçek’e gidip bu dosyanın şikayetçisi bu diye Beyaz TV'de etkin pişmanlık dilekçesi veriyor. Bu da operasyonun kimin yönettiğini gösteriyor. Etkin pişmanlık dilekçesi verecekse götürüp bunu savcılığa vermesi lazım. Dolayısıyla kendisinin yaptığı yolsuzluklar ortaya çıkınca bu diğer çalışanları suçlamak suretiyle onların tutuklanmalarına sebep olmuştur. Adalet herkese eşit yürütülmelidir arkadaşlar. Benim yaptığım onca şikâyetteki içerisinde bir buçuk iki milyarlık kamu zararları yolsuzluklar var. Bırakın gözaltına almayı, bırakın adli kontrol uygulamayı bunların ifadesi dahi alınmadı altı yıldır. Böyle adalet olmaz. Asıl kamu zararı orada. Bile bile ihaleler birilerine verilmiş. İşler yapılmamış ve ifade alınmıyor. İfade alınmayınca da suç zaman aşımına uğruyor. Dolayısıyla biz adaletin herkese eşit uygulanmasını istiyoruz. Yazık. Yani insanların lekelenmeme hakkı var. Çağırın, ifadesini alın, açın davayı, yargılayın. Eğer suçlularsa cezasını çeksin. Hiç kimse zaten adaletten kaçmıyor. Kaçmak da istemiyor.