Özgür Özel: İyi dileklere ve dualara ihtiyacımız var

Özgür Özel, “Değerli arkadaşlar, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer, bugün buraya Türkiye’nin dört bir yanından gelen hem belediye başkanlarımız, hem de milletvekillerimiz adına iyi dileklerini, duygularını bizlerle paylaştı” dedi. 

Özel, şunları söyledi:

HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM

Kendisi de hekim olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay, ilk günden itibaren burada bizimle, bütün örgütümüzle birlikte. Manisa’nın 17 ilçesinden, Ege’nin, hatta Ege dışından, İstanbul’dan buraya dayanışma için, dua etmek için, iyi dileklerini iletmek için gelen arkadaşlarımız var. Bugün Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanımız, Kütahya Belediye Başkanımız aramızda. İzmir, Eskişehir ilçe belediye başkanlarımız burada. Hemen hemen bütün milletvekillerimiz Türkiye’nin dört bir yanından dönüşümlü olarak; kimi geceleyin nöbette, kimi gündüz burada bizimle birlikte gelenleri karşılıyor ve hem sağlık durumu hakkında bilgi veriyorlar hem de buradaki Manisalıların ve Ferdi Zeyrek’i seven herkesin dayanışma duygularını kabul ediyorlar, iyi dileklerini kabul ediyorlar. Ben de herkese teşekkür ediyorum.

HERHANGİ BİR NAKLE GEREK OLMADIĞINI İFADE EDİYORLAR

Manisa Celal Bayar Hastanesi var gücüyle, gece-gündüz bütün gücüyle Ferdi Başkanımızı yaşatmak için mücadele ediyor. Sürekli soruluyor, siz de soruyorsunuz ‘Bir başka hastaneye sevk edecek misiniz?’ diye. Ferdi Başkan’a bu soruyu sorsak benim vereceğim cevabı verir. Biz kendi hastamızı Manisa’da tedavi etmezsek, Manisa’ya gelen mühendise ‘İzmir’de oturma, Manisa’da otur. Manisa’da her şey var’ nasıl diyeceğiz? Manisa’daki öğrenciye ‘İzmir’de ev tutma, Manisa’da ev tut. Alışverişi buradan yap’ nasıl diyeceğiz? Biz sevdiklerimizi de kendi canımızı da memleketimize, memleketimizde çok inandığımız Celal Bayar Üniversite Hastanesi’nin kadrolarına her zaman emanet ettik. Bugün de öyle yapıyoruz. Sağlık Bakanı, önceki Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca ve Türkiye’deki üniversite hastanelerinin başhekimleri, değerli dostlarımız sürekli arıyorlar ve elden gelecek ne varsa o katkıyı sağlamak istediklerini ifade ediyorlar. Onların önerileri tabii tıbben buraya iletiliyor. Geniş Whatsapp gruplarında bütün tetkikler, tahliller tartışılıyor. Elbette nakilde fayda olan durum olsa ve hastane ‘Bizi aşan bir durum var’ dese biz bunu değerlendiririz, bütün hastalarımız için olduğu gibi. Ama şu anda yapılabilecek her şeyin yapıldığı ve herhangi bir nakle gerek olmadığını ifade ediyorlar. Biz de hem Zeyrek ailesi,hem CHP ailesi olarak bu tıbbi görüşe uyuyoruz ve buradayız. İlk günden beri söylüyoruz. Keşke emekle, koşmayla, maddi bir yardımla olacak bir şey olsa görüyoruz ki bütün Türkiye bunun için seferberdir. Ama her şeyin yanında herkesin iyi dileklerine ve dualarına ihtiyacımız var. Dualarını esirgemeyen herkesten ve geçmiş olsun dileklerini ulaştıran ya da ulaştıramayan, gönlü bizde, burada olan herkesten Allah razı olsun. Teşekkür ediyoruz. Saygılar sunuyoruz.

BAKANLIK HANGİ GİRİŞİMLERİ YAPTI, BİLMEK İSTİYORUM

Açıklamasının ardından basın mensuplarının Madleen Gemisi'ndeki aktivistlerin İsrail tarafından tutsak edilmesi hakkındaki sorusunu yanıtlayan Özel, şunları söyledi:

Normal şartlarda burada herhangi bir siyasi soru malum almıyoruz ama şimdi bu konu gerçekten hepimizin yüreğini yakan bir konu. Bir kere biz bu filmi daha önce görmüştük Mavi Marmara’da. ‘Gerekirse biz de bineriz’ diyenler, sonradan ‘Haberimiz yoktu. Bize mi sordunuz?’ demişlerdi. Sonra da Mavi Marmara’nın haklı davasını boşa çıkaracak bir uluslararası anlaşmayı İsrail’le yapıp metazori bir şekilde mağdurlara, ‘Biz bu işlerden vazgeçtik, siz de karşılığında bunu alacaksınız’ demişlerdi mağdur ailelerine. Aman ha aman, sakın ha sakın aynı senaryoyu bir daha hayata kimse geçirmesin. Gemide Özlem kardeşimiz var, Şuayip kardeşimiz var. Ben Şuayip’in olduğu o gemiye Şuayip’i kendi yerime binmiş olarak görüyorum. Özlem’in canını kendi evladımın canı gibi sakınıyorum. Dışişleri Bakanlığı’nın iki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hakkında hangi girişimlerde şu ana kadar bulunduğunu bilmek istiyorum. Madleen Gemisine yapılan operasyondan sonra geminin konumu neresidir? İçerideki aktivistler ne durumdadır? Bunlarla ilgili her şeyin yapılması gerektiğini ve bunu ‘Merak etmeyin biz ilgili makamlarla görüşüyoruz’ şeklinde değil de dünya kamuoyu yönünde İsrail’e gözdağı veren, Filistin’le dayanışan bir tonu duymak istiyorum. Trump’ın çizdiği hattan Netanyahu ile kayıkçı kavgası yapıp, bir yandan İsrail’le ticaret yapıp sonra da ‘Ticaret yok. Koduna bakmayın. Aslında biz Filistin’le ticaret yapıyoruz’ diyenlerin durumu ne hale düşürdükleri ortada. Görün, 12 silahsız aktivistin makarna götürmesine engel olan, bizim Filistin’le ticaretimize mi izin veriyormuş? Bal gibi de İsrail’e gidiyor o gemiler ve Filistin’e makarna götürmeye bile, bedava makarna götürmeye bile izin vermeyen bir İsrail gözü dönmüşlüğü var. Bu konuda hükümet, Sayın Erdoğan ne kadar sert ve net olursa o kadar arkasındayım. En sert ve en net tutumuna teşekkür edeceğim. İsrail’e cesaret verip, Filistin’i yalnız bırakacak her tutumun tümüyle karşısındayız. Artık ‘mış’ gibi yapmanın değil, Filistin’e sahip çıkmanın, İsrail’e haddini bildirmenin zamanıdır. Bu kadar net ve bu kadar açık bir görüş paylaşmak isteriz. Ve bunun cevabını Türkiye kamuoyu yönünde iktidardan bekliyoruz. Üzerlerine düşeni yapsınlar, kaya gibi arkalarındayız. Eğer yapmazlarsa, bu ayıba ortak olurlarsa ‘Bana mı sordular, gittiler’ derlerse bu millet bunu bir kez daha affetmez.